25 Kasım 2014 Salı

MANTARLI BİBERLİ PİZZA




Malzemeler:

Hamur için;
Yarım su bardağı ılık su
Yarım çay bardağı süt
Yarım çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta
3 su bardağı
1 tatlı kaşığı toz şeker
Yarım paket yaş maya
Tuz

Not: Bu ölçüden 2 orta boy pizza hamuru çıkıyor.

Üzeri için;
1 yemek kaşığı domates salçası
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı fesleğen
500 gr Mantar
2 adet Çarliston biber
2 adet Kırmızı et biber
2 yemek kaşığı konserve mısır
300 gr kaşar peyniri

Not: Malzemeler 2 hamura eşit olarak paylaştırılacak



Yapılışı:

Tüm malzemeleri bir kap içerisinde yoğurun. Üzerini örterek 2saat kadar dinlendirip mayalanmasını sağlayın. Dinlenen hamuru tezgahın üzerinde merdane ile istediğiniz kalınlıkta açın. Hamurun pişerken bir miktar kabaracağını göz ardı etmeyin. Hamuru yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye yerleştirin.

Ayrı bir kapta salça, kekik ve fesleğeni karıştırıp pizza hamurunun üzerine eşit bir şekilde sürün.

Geniş bir tavaya biraz sıvıyağ koyun. Doğradığınız mantar ve biberleri 5-6 dakika soteleyin. Hamurun üzerine önce rendelenmiş kaşar peyniri daha sonra mantarlı karışı eşit olarak yayın. En üste
mısır serpiştirin. Önceden ısıtılmış fırında hamuru hafif kızarana kadar pişirin. Fırından almadan 5 dakika önce 1 tutam kaşar peyniri daha ilave edip fırından alın.

Afiyet olsun..

4 Kasım 2014 Salı

SARIMSAKLI ÇITIR EKMEK



 


Bayat ekmekleri değerlendirmek için çok basit bir yöntem. Okuldan eve karnı aç gelen çocuklar için de sıcacık çıtır çıtır bir lezzet.. :) Afiyet olsun...

Malzemeler:

1 bütün ekmek
2 yemek kaşığı oda sıcaklığında tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 avuç maydanoz
Yarım çay kaşığı tuz

Yapılışı:

Tereyağ, zeytinyağ ve incecik rendelenmiş sarımsakları iyice karıştırıp homojen hale getirin. Daha sonra tuz ve maydanozları ekleyin. Dilimlediğiniz ekmeklerin üzerine sürün. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye dizin. Yaklaşık 15 dakika hafif kızarana kadar pişirin.

Not 1: Evdeki bayat ekmeğinize göre malzemeyi ekleyip çıkarabilirsiniz.
Not 2: Fırından almadan 5 dakika önce ekmeklerin üzerine rendelenmiş kaşar peyniri ve kekik eklerseniz ayrı bir lezzet elde etmiş olursunuz.

2 Kasım 2014 Pazar

DONDURMA KURABİYE

 


Oğlumun okuldaki sürpriz günü için hazırlamıştım bu kurabiyeleri. Çocuklar çok mutlu oldular. Görüntüsüyle tadıyla gerçekten güzeldiler. Özel günler için farklı bir sunum arıyorsanız mutlaka yapın derim. Afiyet olsun..

Malzemeler:

1 paket oda sıcaklığında yumuşamış yağ (Ben yarısı tereyağ yarısı teremyağ olarak kullanıyorum)
2 yumurta
5 kaşık pudra şekeri
5 kaşık hindistan cevizi
1 paket kabartma tozu
4 su bardağı un

Yapılışı:

Tüm malzemeleri bir kap içerisinde karıştırıp yoğurun. Merdane ile yaklaşık 2 cm kalınlığında açın. Dondurma külahı kalıbıyla şekillendirip tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış fırında rengi hafif dönünceye kadar pişirin. Fırından aldıktan sonra soğumaya bırakın.
Daha sonra dilediğiniz renklerdeki şeker hamurlarını kullanarak kurabiyeleri kaplayın.

30 Ekim 2014 Perşembe

TAHİNLİ KEK



Bu kekin en çok içinde yağ olmaması hoşuma gidiyor. Tahinin içindeki doğal yağ ile pişiyor. Tahin, fındık, ceviz birleşiyor ve muhteşem bir lezzet ortaya çıkıyor. Afiyet olsun şimdiden..

Malzemeler:

2 yumurta
100 gr şeker ( 1 su bardağından 2 parmak az)
150 ml süt  (1 su bardağı)
200 gr tahin ( 1 su bardağı)
200 gr un ( 2su bardağı)
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya)
Yarım su bardağı dövülmüş ceviz ve fındık
Susam (Süslemek için)

Yapılışı

Yumurta ve şekeri çırpın. Daha sonra sırasıyla süt ve tahini ekleyin ( 1 bardak tahinden 2 parmak kadar ayırın) Un ve vanilyayı ekleyip çırpın. En son kabartma tozu ardından da ceviz ve fındığı ekleyerek karıştırın. Çok büyük olmayan bir kek kalıbına dökün. Kalan tahini bir kaşık yardımıyla dökerek hamurun üzerini istediğiniz gibi süsleyin. Susam serpiştirerek son halini verin. Önceden ısıtılmış fırında pişirin.

29 Ekim 2014 Çarşamba

HAVUÇLU MİNİK KEKLER




 



Bu tarifi uzun süredir yapıyorum. Yumuşacık ağızda dağılan bir kek oluyor. Tam ölçülerine uyarsanız iyi bir sonuç elde edebileceğinizi düşünüyorum. Afiyet olsun..


Malzemeler:

175 gr oda sıcaklığında tereyağ
100 gr toz şeker
1 yumurta
2 yemek kaşığı su
2 su bardağı ince rendelenmiş havuç
175 gr un
Yarım paket kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı Hindistan cevizi
1 çimdik tuz
Yarım su bardağı iri dövülmüş ceviz

Yapılışı:

Tereyağ ve şekeri mikserle çırpın. Yumurta ve suyu ekleyip çırpmaya devam edin. Rendelenmiş havucu ekleyip tahta kaşıkla karıştırın.
Ayrı bir kapta ceviz hariç tüm kuru malzemeleri karıştırın ve havuçlu karışıma ekleyip tahta kaşıkla karıştırmaya devam edin. Malzemeler bütünleştiğinde cevizi de ekleyip hamuru kek kalıplarına paylaştırın.  Daha önceden ısıttığınız fırında 25-30 dakika pişirin. Kekler soğuduktan sonra üzerlerini şeker hamurundan yapacağınız minik havuçlarla süsleyebilirsiniz.

18 Ağustos 2013 Pazar

SELİMİYE LOCA HOTEL



Yine uzun bir ara oldu ama şahane, iç açıcı, huzurlu ve üstelik lezzet dolu bir mekan tanıtmak istiyorum size. Yazın şu güzel günlerinde hepimiz tatil isteriz öyle değil mi? Ama tatil rezervasyonları hep risklidir. Otel, odalar, havuz hayalimizdeki gibi mi? Hijyenik mi? Konforlu mu? Çalışanlar güler yüzlü mü ? Ve özellikle yemekler lezzetli mi bize hitap eder mi vs..?
Peki ya ben size hayallerinizdeki tatili buldunuz desem? Hayalinizdeki otel, hayalinizdeki manzara, deniz ve lezzetli mi lezzetli yiyecekler.. Üstelik bunların hepsi aile sıcaklğında sizi bekliyor. İşte size adres; Marmaris Selimiye Loca Hotel.

Daha önce gitme imkanınız oldu mu bilmiyorum. Ama ben Selimiye’ye hayran kaldım. Selimiye Marmaris’in en bakir koylarından. Loca Otel de bu eşsiz yerde güneşle denizin dansına gün boyu şahit olacağınız hakim bir tepede. Burada çam kokuları başınızı döndürecek ve siz bu doğal güzelliğe hayran kalacaksınız. Kahvaltı terasında otelin kendi bahçesinde yetiştirilen organik ürünlerle kahvaltınızı yapacaksınız. Ev yapımı çörekler, tartlar, reçelleri de unutmak mümkün mü? Gerçekten mutfakta harikalar yaratıyorlar!


Tatilinizi huzur içinde geçirmek, eve dinlenmiş, arınmış ve yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle dönmek istiyorsanız adresi yukarıda, fotoğrafları ise hemen aşağıda J













21 Ağustos 2012 Salı

KAYGANA


Bizim oralardan, Karadeniz'den bir tarif.. Yanında haşlanmış patates, peynir ve zeytinle günün her öğünü tüketilir. Yapılışı çok kolay ancak tuzlu hamsi olmazsa olmazı olduğu için belki malzeme bulmakta sıkıntı çekebilirsiniz. Bu tarifi deneyemezseniz bile günün birinde karşınıza çıkarsa tadına mutlaka bakın derim. Beğeneceğinize eminim.

Malzeme
1 demet maydanoz
3 yumurta
1 yemek kaşığı mısır unu
3-4 adet tuzlu hamsi
Buğday unu

Yapılışı
Maydanozu yıkayıp ayıkladıktan sonra ince bir şekilde kıyın. Tuzlu hamsilerin kılçıklarını çıkarıp küçük parçalara bölün. 2 adet yumurtayı ve mısır ununu maydanoz ve hamsilere ekleyin ve karıştırın. Karışıma krep kıvamına gelinceye kadar buğday unu ekleyin ve 15-20 dakika bekletin.
Tavaya bir miktar sıvı yağ alın ve kızdırın. Bu sırada karışıma 1 adet daha yumurta ekleyip çırpın ve karışımdan 1 kepçe kadar alıp tavaya dökün. Krep hamuru gibi çevirerek kızartın.

NOT 1:Bu malzemeden 3 adet kaygana elde ediliyor.
NOT 2: Tuzlu hamsi fazlasıyla tuz içerdiğinden ayrıca tuz eklemenize gerek yok.

11 Mart 2012 Pazar

PASTİÇ (AYÇÖREĞİ)



 Aferin Bana! Ne çok kızıyorum kendime bir bilseniz. Koca bir kış geçti ve ben blog’uma tek satır bile yazmadım. Aferin bana, aferin…
Aslına bakarsanız yazarlığım kadar vasat geçmedi aşçılık deneyimlerim. Hatta hepsi tek tek fotoğraflandı. Ama gelin görün ki hiç biri yazıya dökülemedi. İçten içe yine baharın gelmesini beklemişim sanırım. Zira fark ettim ki uzun bekleyişlerin ardından hep bahar yazıları yazmışım şimdiye kadar. Zaten Tombik Cafe’de bundan 3 yıl öncesinin ilkbaharında hayatına başlamıştı.
Şaka değil 3 yılı doldurduk! Bundan sonra canım blogumun hakkını vermek, onu hiç ihmal etmemek, mutfak deneyimlerimin hepsini paylaşmak yıldönümü dileklerimden sadece bir kaçı.. MUTLU YILLAR TOMBİK CAFE !

Şimdi gelelim paylaşacağım tarife. Arşiv dosyamda birikmiş güzel tatlardan birisi bu da.. Yumuşacık bir hamuru var, puf puf bir tatlı… Hani biz ayçöreği olarak biliriz de İzmirliler “pastiç”  der adına. Malzemeler aynı fakat şekli farklı.. Siz isterseniz şeklini bizim bildiğimiz şekilde de yapabilirsiniz. Ayrıca evde kalan keklerinizi de değerlendirebiliyorsunuz bu tarifle. Benim kalan kekim biraz az olduğu için iç malzemesi yoğun olmadı. Böyle de güzel oldu ama siz daha fazla tutabilirsiniz iç malzemeyi. Şimdiden afiyet olsun..

PASTİÇ

3 su bardağı un
1 paket instant maya
½ su bardağı süt
½ çay bardağı ayçiçeği yağı
3 tepeleme yemek kaşığı tozşeker
Yeteri kadar ılık su
1 tutam tuz

İç harcı için;

1 kakaolu pasta tabanı ( istediğiniz miktarda evde kalmış kakaolu kek, ya da sade kekiniz varsa içine kakao da katabilirsiniz)
1.5 su bardağı süt
1 çay kaşığı tarçın
½ su bardağı dövülmüş fındık
1 su bardağı kuru üzüm

Üzeri için;

1 yumurta sarısı
File badem ya da fındık
Susam

Hamuru için; derin bir kapta un, tozşeker, tuz ve mayayı karıştırın. Ortasını havuz şeklinde açın. Ilık süt ve ayçiçeği yağını ekleyin.Yumuşak kıvamlı bir hamur elde edinceye kadar gerektiğinde su ilave ederek yoğurun. Üzerini nemli bir bezle örtüp, sıcak bir ortamda mayalanmasını sağlayın.
İç harcı için; derin bir kapta keki elinizde ufalayın. Tarçın, üzüm, fındık ve sütü ekleyip yoğurun.
Mayalanan hamuru iki bezeye ayırın. Her bir bezeyi çok inceltmeden merdane ile açın. Yarıya böldüğünüz iç harcı düzgünce yayın. Rulo şeklinde sarın. Dilediğiniz genişlikte kesin. Yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı sürüp susam ve file badem ile süsleyin. Önceden ısıtılmış 170 dereceye ayarlı fırında kızarıncaya kadar pişirin.

Not: Tarif, Haziran 2011 tarihli Lezzet Dergisi’nden alınarak yapılmıştır..

17 Eylül 2011 Cumartesi

Yaza Veda.. Vişneli Milkshake

Sıcak günler devam ederken bu tarifi yapıp ya içinizdeki çocuğu sevindirin ya da benim gibi yapıp çocuğunuzu, torununuzu, yeğeninizi vs. mutlu edin :) Zira yazla vedalaşmamıza az bi zaman kaldı elinizi çabuk tutun :))
 Anlatacak çok şey var. onları sonraya saklıyorum.. Afiyet olsun...

Malzemeler
200 gr. çekirdekleri çıkartılmış vişne
Yarım kilo sade (vanilyalı, kaymaklı, sütlü) dondurma
1 su bardağı süt

Bütün malzemeyi blender ya da robot yardımıyla karıştırıp servis yapın.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

LOKMA TATLISI

Nedendir bilmem şu sıralar hamurişine fazlasıyla takmış durumdayım. Hamur yoğurmak hoşuma gidiyor belki ondardır. Ya da KPSS'ye 1 hafta kalmıştır ve benim canım buna feci halde sıkılmaktadır :) Ama yine de bir ara vermem gerektiğinin farkındayım. Hamurişine lokma tatlısıyla ara verdiğimi bildiririm :)

Biz lokma tatlısını ailecek severek yeriz ama dışardan hazır satın alırız. Geçenlerde ilk defa denedim yapmayı. Yaptığım başlıca 3 hatayı yapım aşamasında deneye yanıla keşfettim. Son posta tatlılar mükemmele yakın oldu. Aşağıda hem tarifi hem de dikkat etmeniz gereken püf noktalarını bulacaksınız. Afiyet olsun...

Hamuru için;
2.5 su bardağı un
1 yumurta
20 gr yaş maya
1/2 çay kaşığı tuz
Ilık su
kızartmak için ayçiçek yağı

Şerbeti için;
3 su bardağı su
3 su bardağı toz şeker
1/2 limonun suyu

Unu eleyin ve geniş bir kaba alın, tuzu da ekleyerek harmanlayın. Unun ortasını açın, yumurtayı, mayayı ve bir yemek kaşığı kadar ılık suyu ekleyin. Ortada oluşan havuzda mayayı elinizle eritin.Daha sonra kenarlardan azar azar un alarak ve ılık su eklemeye devam ederek bir hamur elde edin. Ancak bu hamur her zaman önerilen kulak memesi kıvamı gibi olmasın. Elimize çok yapışmasın ama baya bi yumuşak olsun. Daha sonra hamurun üzerini örterek 1 saat kadar bekletin.

Şerbeti için şekeri ve suyu bir tencere alın 15 dakika kadar kaynattıkta sonra içine limon suyunu ekleyin.

Hamur mayalandıktan sonra fındıktan büyük cevizden küçük parçalar koparıp şekil verin. Derin bir kapta kızan yağın içine atın. İki tarafını da kızarttıktan sonra hemen soğuyan şerbetin içine atın. 3-4 dakika beklettikten sonra servis kabına alın.

Not 1: Hamurun kıvamı yukarıda belirttiğim gibi çok önemli. benim tarifi aldığım yerde bundan bahsedilmiyordu.

Not 2: Hamurların büyüklüğü de tatlının geleceğini fazlasıyla etkiliyor :) Ben bu kadar çok kabaracaklarını düşünemediğimden daha büyük parçlarla başladım işe. Ancak kızardıklarında devasa boyutlara ulaştı. İlk yaptıklarımın lokma tatlısını andıran bir tarafları yoktu malesef

Not 3: Şerbeti hamuru yoğurmadan önce pişirip bir kenara alın. Zira 1 saatlik mayalanma sırasında hem pişmesi hem soğuması mümkün olmuyor.

28 Haziran 2011 Salı

Dr.Otker KURABİYESİ

Ali o sabah kek yapalım diye tutturdu. Benim ise kek yapmaktan artık fenalık geldiği için buna hiç niyetim yoktu. Sonunda yine birlikte yapacağımız hem daha eğlenceli hem daha kolay birşey buldum. Mutfak dolabında ne zamandır duran Dr. otker'in yılbaşı kurabiye unu vardı. Malzemeleri Ali koydu, ben hamuru yoğurdum. Ali de kurabiye kalıplarıyla şekillerini verdi.



Sonunda fırına vermek için hazırdılar. Pişerken bile miss gibi olacakları belliydi. Mutfağa gidip gelip "mammaa" diyen oğlumun da kurabiyelerin tadına bakmak için sabırsızlandığını farkediyordum. Neyse ki öğle uykusunu uyumadan tadına bakabildi canım oğlum. Kokusu kadar tadı da iyi olmuştu doğrusu. Ali uyuduktan sonra da ben kurabiyeleri biraz süsledim. Uyanınca çok şaşırdı kurabiyelerin bu haline..

Uzun lafın kısası ben deneyin derim bu kurabiyelerden. Afiyet olsun...

26 Haziran 2011 Pazar

ŞAŞKIN


Adı şaşkın..geçmişi tahminen 30-35 yıl öncesine dayanıyor...kayınvalidem evliliğinin ilk yıllarında yapmış bunu. hamur açmadaki tecrübesizliği ve belki de biraz vakitsizlikten dolayı lezzeti yerinde fakat şekilsiz şeyler çıkmış ortaya. Bu nedenden dolayı da hem kayınvalidem hem de bu hamur kızartmaları "şaşkın" damgası yemiş :) Bunların adı da ŞAŞKIN olarak kalmış.
Belki siz de evinizde yapıyorsunuzdur bu tarifi. Ama yine de bir de benden dinleyin olmaz mı :) Afiyet olsun...

2 su bardağı un
3/2 su bardağı ılık su
1 tatlı kaşığı karbonat
1/2 çay kaşığı tuz

Un, su, tuz ve karbonatı ele yapışmayacak bir hamur elde edene kadar gerekirse un ya da su ekleyerek yoğurun. Hamuru 2 eşit parçaya ayırın. Merdane yardımıyla yarım parmak kalınlığında açın. Dilerseniz baklava dilimi şeklinde, dilerseniz kare kare kesin. Ben oğluma yaptığım için kurabiye kalıplarını kullanarak kestim. Hamurları bol yağda kızartıp, havlu peçete üzerine alın. Yağlarını çektirdikten sonra servis kabına alın. Ilık olarak yanında peynir ve reçel ile servis yapın.

24 Mayıs 2011 Salı

MANTARLI VE MISIRLI ZEYTİNYAĞLI FASULYE


Bak yine geldi bahar.. Uzun uzun pencerelerden bakıp da beklemiştik oğlumla baharı. Şimdi her gün parka gidiyoruz onunla. Bazen günde iki kez.. Geçen bahar sadece salıncakta sallanarak vakit geçiren oğluma bu bahar salıncaklar dar gelir oldu. Parkın en uzun, en büyük kaydıraklarından bile hiç yardım almadan hooppp diye atıveriyo kendini. Kamyonuna kum doldurup doldurup boşaltıyo. Kendine yeni yeni arkadaşlar buluyo. Evde beni bir an olsun gözünün önünden ayırmayan, nereye gitsem peşimden koşan o çocuk, beni tamemen unutup gidiyo.. O, o kadar çok mutlu ki tarifi imkansız. Gerçi bu durum kendi hayatını kurmak üzere bir gün beni bırakıp gideceği günü düşündürmeye başlasa da ben de çok mutluyum. Kendisi henüz 2 yaşına bile girmedi ama ben böyle şeyler düşünmeye başladım bile. Büyüdüğünü izlemek hem çok güzel hem hüzünlü. Annelik böyle bir şeymiş işte onu anladım. Her an sulu sulu gözlerle dolaşan bir insana dönüştüm. Ya ada insanüstü bir yaratık. Ve hiçbir zaman eski halime dönemeyeceğimi biliyorum. Ben şu duyguyu az biraz bir kenara kaldırıyım olmuyor, olmayacak. Çok yorucu bir duygu yoğunluğu bu. Ama güzel, çok güzel her şeye rağmen.. Ve Allah ömür verdikçe her an böyle “anne” halimle var olacağım. Bunu bilmek de çok güzel…

Bu zeytinyağlı fasulye yemeğini de oğlum için yapmıştım :) Daha çok malzemeli, besleyici  ve çok lezzetli. Size de afiyet olsun şimdiden.

1\2 kg taze fasulye
1\2 çay bardağı zeytinyağı
2 adet orta boy domates
1 adet orta boy havuç
1 adet kuru soğan
1 çorba kaşığı toz şeker
1 diş sarımsak
1\2 su bardağı mantar
1 kahve fincanı mısır
Tuz

Taze fasulyeler yıkayıp ayıklayın ve tencereye dizin. Üzerine zeytinyağı gezdirin. Kabukları soyulmuş ve dörde bölünmüş domates, küp küp doğranmış soğan, kıyılmış sarımsak, zarları soyulmuş mantar, doğranmış havuç, toz şeker ve tuzu ekleyin. Kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı olarak sebzeleri kendi suyuyla pişirin. Tencereyi ocaktan almaya yakın mısırı ekleyin ve 5 dakika daha pişirin. Soğuduktan sonra servis yapın..

24 Nisan 2011 Pazar

DAMLA SAKIZLI PASKALYA ÇÖREĞİ


Güneşli bir sabaha uyandım. Oğlumu anneme gönderdikten sonra, ben de hızla hazırlanıp staj yaptığım okula doğru yol almaya başladım. İçimde yine her her her seferinde tekrarlanan o hüzün vardı. Oğlumdan ayrılmanın verdiği o tanıdık bildik ama hep içimi yakan hüzündü bu. İçimin acısını unutmak için gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim İstanbul’un havasından. Yüzümde güneşin sıcaklığı vardı ama çektiğim bir nefes dolusu hava da yakmıştı içimi. Bıırrrr hava soğuk muydu neydi acaba? Evet güneş yüzünü göstermişti. Fakat hava bahar havası gibi yumuşak değildi. “Olsun” dedim yine de güzel bir gün olacak bugün. Etrafıma çokça bakındım o sabah. Laleler renklendirmişti İstanbul’u yine. İnsanlar da sanki daha az aceleciydi işlerine, okullarına gitmek için.. Poyraz bir oraya bir buraya savursa da, güneşin tadını çıkarmak isteyenler vardı sanırım benim gibi..  

Karnımın fazlasıyla aç olduğunu hissettim metroda yol alırken.. Kahvaltı etmemiştim. Zira bir önceki gece siteye uzun süredir yazamayışıma son verecek bir aktivite gerçekleştirip, damla sakızlı paskalya çöreği pişirmiştim. O güzel kokular bana ilham kaynağı olmuş, bilgisayarın karşısına oturmuştum. Ancak yine uykusuzluk galip gelmiş, fırını kapatır kapatmaz gözlerim kapalı bir şekilde yatağa koşmuştum. Fotoğraflarını sabah çeker, kahvaltımı da çay ve paskalya çöreği eşliğinde afiyetle yaparım diye düşünmüştüm. Ama öyle olamadı. Benim yaramaz oğlum hayallerimi gerçekleştirmeme izin vermedi ve ben alelacele evden çıkmak zorunda kaldım.. Paskalya çöreğinin tadına bakmak akşama kalmıştı artık. Tüm bunları aklımdan geçirirken Bakırköy durağına gelmiştim bile..Duraklara yeni açılan büfelerden birinin önünde durdum. Baktım baktım baktım.. Sonunda tezgahtar “Buyurun, hepsi taze” deyince bir şey alıp oradan gitmem gerektiğini hatırladım. Ve ben evde mis kokulu paskalya çörekleri dururken kepekli poğaçaya talim ettim sonunda. Elimde poğaçam ağır adımlarla yürüdüm okula giden yolu. Okul, öğrenciler, öğretmenler odası, sınıflar derken gün geçti gitti. Çıkışta okulun hemen yanında semt pazarı kuruluyormuş oraya uğradım. Bizim oralarda pazar kurulan günlerde ben ya eğitimde ya de okulda olduğum için taze sebze, meyveye hasret kalmıştım. Marketten aldıklarım içime sinmiyor her nedense.. Çok vaktim olmadığı için pazarı az biraz turladım, az biraz bişiler aldım.. Bu arada en yakın zamanda pazarı daha detaylı gezmek istiyorum, tezgahların yanından hızla geçerken çok hoş şeyler gördüm.Bakmak, incelemek gerek öyle değil mi ?
Ve sonunda evdeydim. Hemen bir kupa dolusu kahve yaptım.Paskalya çöreklerinin en fotojenik hallerini fotoğraflandırdıktan sonra birkaç parçasını hemen indiriverdim mideme.. Gerçekten çok güzellerdi.. hem çookk..

Damla Sakızlı Paskalya Çöreği

150 gr tereyağ ya da margarin
1 paket yaş maya
7 su bardağı un
3 yumurta
1 çay bardağı ılık su
1 çay bardağı sıcağa yakın süt
1.5 su bardağı pudra şekeri
5-6 parça damla sakızı

Üzeri için:
2 yumurta sarısı
Yarım çay kaşığı pekmez
1 çay bardağı kırılmış fındık

Unu eleyip geniş bir kaba alın.Tuzu ekleyip harmanlayın.Yağı eritip ekleyin. Su ve sütü bir kaba alın, mayayı ekleyip eriyinceye kadar karıştırın.Unlu karışımın içine, mayalı karışımı, yumurta, damla sakızı ve şekeri de ekleyip ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.Hamurun üzerini örterek ılık bir yerde 45 dakika mayalanmaya bırakın.

Hamuru 3 eşit parçaya ayırın.Her birini tekrar 3 parçaya ayırıp 25 cm uzunluğunda şeritler haline getirin. Saç örgüsü şeklinde örerek yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Bu halde 20-25 dakika daha bekletin. Ben hepsini aynı tepsiye koydum fakat çok kabardıkları için birbirlerine az da olsa yapışarak piştiler. Siz dilerseniz ayrı ayrı tepsilerde pişirebilirsiniz.

Daha sonra yumurta sarılarına pekmez karıştırıp fırça ile çöreklerin üzerlerine sürün. Fındıkları üzerine serpiştirin. 180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin…

16 Şubat 2011 Çarşamba

AŞURE

Son aylarda hayatımı tanımlamam gerekirse tam anlamıyla ‘aşure’ gibi derim. Çok karışık, çok yoğun ve fakat tatlı… Biraz huzur dinginlik gördük mü canımız hep hareketlilik,yoğunluk çekmez mi? Benim de öyle oldu işte. Evde canım oğlumla huşu içinde vakit geçirirken, ikinci bir üniversite hevesine kapıldım, tam onu bitirmişken, yeni bir meslek ediniyim kendime dedim. “Eski gazeteciden öğretmen olur mu?” dedim. “Evet, evet olur; hem de çok güzel olur” dedim. Ve yaşım 30 olmuş falan demeden atıldım bu maceraya da son sürat. Şimdi bu macerada akıntıya karşı kürek çekiyorum. Zira 1.5 yaşında bir bebekle birlikte tam konsantre ders çalışmam ve formasyon eğitimini başarıyla bitirmem gerekiyor. Ki bunun ardından bu yaşıma kadar girdiğim en zorlu sınav olan KPSS sınavını ( 7 sene evvel amaçsız bir şekilde girip sonucundan çok memnun kalmadığım bir sınavdır kendisi ) başarmam ve ardından öğretmen olarak atanmayı beklemem gibi aşamalarına ayrıntısıyla değinmiyorum. Ama sonuç olarak ben bu yola baş koydum mu; koydum. E o zaman sonucun olumlu olmaması gibi bir ihtimal yok. Çünkü şimdiye kadar bu hep böyle oldu. Şimdi de böyle olacak. Eveeett evrene olumlu mesajlarımızı ilettik :)Şimdi bu olumlu elektriğin bize geri dönmesini beklerken gelelim aşureye. Eğer siz de benim gibi aşure yemek için aşure ayını beklemeyenlerdenseniz aşağıdaki tarifi bir ara denemenizini öneriyorum. Tarif kayınvalideme ait. Birlikte yaptık ve yedik. Ben dahil tüm ev ahalisi tarafından çok beğenildi. Öyle ki herkes kendinden geçtiği için kimse kaç kase yediğini hatırlamıyor :)

Aşure

1/2 kg buğday

1’er kase nohut ve kurufasulye ( yaklaşık 200’er gram)

1 küçük kutu konserve mısır

1’er kase kuru üzüm ve kuru kayısı

1 kg’dan az toz şeker ( yaklaşık 900 gr)

1 çay bardağı süt

1 portakalın kabuğu

5-6 adet karafil

Üzeri için;

Dövülmüş ceviz

Kuş üzümü

Dolmalık fıstık

Nar taneleri

Tarçın

Nohut, fasulye ve buğdayı bir gece önceden ıslatın ( yani bu demek oluyor ki hepsini ayrı ayrı tencelerde üzerlerini biraz geçecek kadar su ekleyerek, bekletin) Kuru meyveleri de sabahtan suya koyun.

Nohut ve fasulyeleri yumuşayıncaya kadar haşlayın. Buğdayları devamlı karıştırarak suyla özdeşleşmesini sağlamak amacıyla hafif hafif ezerek 3 saate yakın pişirin. Kabukları soyulmuş nohut ve fasulyeleri ile suyu süzülmüş mısırları ekleyin. 15-20 dakika sonra kuru meyveleri de içinde beklettiğiniz suyu ile birlikte, ayrı bir kapta 1 portakalın kabuğunu da az suda kaynatıp kabukların acılığını aldıktan sonra tencereye katın. Karanfilleri az suda kaynatıp sadece suyunu tencereye ekleyin. 1 çay bardağı sütü ekleyip 1-2 dk sonra da şekeri ilave edin. Bir iki taşım kaynadıktan sonra tencereyi ateşten alın. Sıcakken kaselere servis yapıp, üzerini süsleyin.

Not 1: Bütün kaseler bitmeden birkaç kare almaya çalıştım fakat o birkaç kare de aceleye geldiği için kötü oldu. En iyisini seçtim. Siz bu görüntünün üzerine 10 katın öyle hayal edin aşureyi :)

Not 2: Aşurenin üzerine serpiştireceğiniz fıstıkları az yağda az biraz kavurun. Lezzeti çok daha iyi oluyor..

Not 3: Süt aşurenin renginin koyu olmaması için..

Not 4: Aşurenin kıvamı konusunda endişelenmeyin. Baktınız tutmayacak sıcak su ekleyip biraz daha kaynatın..

10 Temmuz 2010 Cumartesi

KARAMELLİ ISLAK KEK


Aslında çikolatalı sufle yapmak istiyordum..Sonra kendimi karamelli kek tarifinde kaybolmuş buldum. İtiraf etmeliyim ki karamel sosunu sevmem ben. Hiçbir tatlıda tercih etmem. Fakat içimden bir ses beni bu tarifi denemeye teşvik etti. Ortaya çıkan muhteşem tat, bundan sonra içimdeki sese daha fazla güvenmem gerektiğini de ortaya koymuş oldu. Hani kendim yaptım diye söylemiyorum ama şu ‘magnum gold’ a yaptıkları reklamın binde birini benim keke yapsalardı keşke diyorum. Dünya insanı bu lezzetten mahrum kalmamış, verdikleri paranın karşılığını da almış olurdu. Şimdi ben bu kadar yazdım çizdim benim kekim falan diye ama tarif benim kendi öz şahsıma ait değil. Yine “Lezzet” dergisinin eski bir sayısında bu tarif.
 
Karamelli Islak Kek
2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
2/3 su bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2,5 su bardağı un
Karamel için;
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıcak su
200 ml krema
Yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın. Yağ ve sütü ilave edip karıştırın. Un, kabarta tozu ve vanilyayı da ekleyip çırpın. Karışımı yağlanmış kek kalıbına dökün. 180 derece fırında yaklaşık 40 dakika pişirin.
Karamel için bir tencerede şekeri kısık ateşte arada bir karıştırarak eritin. Şeker kahverengi bir hal aldığında suyu ilave edin. Şeker suyun içinde eriyince azar azar kremayı ekleyin. Kaynayınca ocaktan alın. Ilık kekin üzerine ılık sosu dökün. Keki 3-4 saat dinlenmeye bırakın. Hatta dayanabilirseniz 1 gün bekleyin. Karamel kendini daha iyi buluyor bu zaman içinde.. Afiyet olsun…

25 Mart 2010 Perşembe

TOMARA KAVURMASI


Evet evet seviyoruz biz ot yemeyi. Bizim oralarda tomara dediğimiz ama aslında kendisine bundan başka kaldirik, çiçekli mancar, ispit vb.. gibi isimler de verilmiş bir ot çeşidini daha mönümüze kattık. Hazırlaması ise çok basit..

Tomara Kavurması

Yarım kilo tomara

1 büyük kuru soğan

1 yemek kaşığı tereyağ

½ çay bardağı mısıryağı

İstenilen miktarda yumurta ( ben 3 adet kullandım)

Tomaraları temizleyip,yıkayıp, küçük küçük doğradıktan sonra düdüklü tencerede 5 dakika haşlıyoruz. Ayrı bir tavada soğanı tereyağ ve mısıryağı ile kavuruyoruz. Haşladığımız tomaralarıda tavaya alıp, soğanlarla birlikte birkaç dakika çevirdikten sonra, tuz, karabiber ilave ediyoruz. Yumurtaları kırıp, üzerini kırmızı pul biber ile süslüyoruz…

3 Mart 2010 Çarşamba

KAZAYAKLI BÖREK



Fazlasıyla keyfim yerinde şu son birkaç gündür. Bahar geldi mi ne yoksa? Gökyüzü aydınlık, hava ılık, kuşlar cıvıl cıvıl. Kendimi sokaklara atasım var. Balat”ın, Galata’nın, Eminönü’nün, Beyoğlu’nun ara sokaklarına dalasım var..Bir elimde fotoğraf makinem bir elimde sokak satıcılarından aldığım abur cuburlar… Havalar bir iki güne soğur, yine kışa döner belki ama bu havalar baharın müjdecisi. Bekledim bekledim geldi yine işte sonunda. Oğlumla birlikte gezip dolaşacağımız hatta yeni yerler keşfedeceğimiz günleri iple çekiyorum. O da kocaman adam oldu zaten J

İçim içime sığmazken ben size kazayaklı börek tarifi vereceğim bugün. Geçen gün pazardan satın almıştım tadını hiç bilmememe rağmen. Görüntüsü maydanoza benzese de ben kendilerine ıspanak muamelesi yapıp öyle yaptım börek harcını. Böreğin hamuru da yumuşacık, mayalı bir hamur. Tarifini yanlış hatırlamıyorsam 2 yıl kadar önce işyerindeyken yaptığım acil bir arama sonucu internetten bulmuştum. Misafirlerim için yapmıştım çok beğenilmişti. O günden bu yana yapıyorum aklımıza geldikçe. Fakat hangi siteydi ya da blog arkadaşlarımızdan birine mi aitti bilemiyorum. Zaten o zamanlar blog dünyası ile hiç ilgim yoktu. Tarifin sahibini büyük zevkle ve de teşekkür ederek yazmak isterdim. Yine de okuyup bilen olur da belirtirse keyifle yazacağım..

Bu arada siz kazayağı bulamam diyorsanız ıspanaklısını, peynirlisini, kıymalısını yapabilirsiniz.. afiyet olsun…

Kazayaklı Börek

Hamur için;

3 su bardağı süt

1 paket toz maya

2 yemek kaşığı sıvıyağ ( ben yarısını ayçiçeği yağı, yarısını sızma zeytinyağı olarak kullandım)

1 tatlı kaşığı tuz

1 çay kaşığı kaşığı tozşeker

2 yumurta ( sarıları böreğin üzerine sürülmek üzere ayrılacak)

Aldığı kadar un (yaklaşık 8 su bardağı. Ben 2 bardağını buğday unu, geri kalanını tam buğday unu olarak kullardım)


Yufkaların arasına sürmek için;

½ su bardağı sıvı yağ

½ su bardağı tereyağ

Harç için;

Yarım kilo kazayağı

1 orta boy soğan

250 gr az yağlı ve az tuzlu beyaz peynir

2 yemek kaşığı tereyağ

1 yemek kaşığı sıvıyağ

Ilık süt ve mayayı karıştırıp birkaç dakika bekletin. Daha sonra tüm malzemeleri ve elenmiş unu ekleyip ele az yapışan bir hamur elde edin. Hamuru üstünü kapatarak 20 dakika kadar dinlendirin. Bu sırada harç için, kazayaklarını yıkayıp üzerine bol sayılabilecek miktarda tuz döküp iyice ovun, suyunu iyice sıkın. Daha sonra bir tavada yağ ve soğanı kavurun, kazayaklarını ekleyin. 5-6 dakika kadar hafif ateşte kavurun. Ateşten aldıktan sonra beyazpeyniri ekleyin. Harcı soğuması için bir kenara alın.

Üstü kapalı olarak bekleyen hamuru tezgaha alıp, 8 eşit bezeye ayırın. Bezelerin 4 tanesini tabak büyüklüğünde açıp. Aralarına tereyağ ve sıvıyağ karışımından sürerek üst üste koyun. En üst parçaya da yağ sürdükten sonra bir oklava yardımıyla tepsi büyüklüğünde açın. Diğer 4 bezeye de aynı işlemi uygulayın. İlk parçayı tepsiye yayıp, üzerine harcı ekledikten sonra diğer parçayı da harcın üzerine kapatın. Böreği bıçakla eşit karelere bölün.Yarım saat dinlenmeye bırakın. Yarım saat sonra iki katına çıkmış olan böreğin üzerine yumurta sarılarını sürün. Çörek otu ile süsleyip önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında üstü kızarana kadar pişirin..

Not: Hamurun içinde çörek otu yağı kullanabilirsiniz. Çörek otu yağı böreklere ve ekmeklere çok yakışıyor. Benim evde tükendiği için bu kez kullanamadım. En kısa zamanda bitenin yerini doldurmam gerektiğini hatırladım, iyi oldu J

18 Şubat 2010 Perşembe

ALMAN PASTASI




Ders çalışmam gerekiyor ama hem buna çok az zamanım kalıyor hem de o az zamanlarda hep başka bir işle meşgul olasım geliyor. Oysa başka bir şansım yok. Hiç uzatmadan bitirmeliyim okulu. Ama ben napıyorum bilgisayarın başına oturmuş öyle boş boş bakıyorum. Hiç olmazsa bir işe yarıyım deyip blogu açtım ve geçenlerde yaptığım alman pastası tarifini yazıyım istedim. Nasıl iyi yapmış mıyım :) Sanırım buna yazımı okuyup, tarifi denemeye karar verip, tadına baktıktan sonra cevap verebileceksiniz. Ama ben size şimdiye kadar kime yaptıysam çok beğenildiğini özellikle belirtiyim. Hafif bir pasta istiyorsanız, ağır kremalardan hoşlanmıyorsanız bu pasta tam size göre..

Alman Pastası

Kek için;
3 yumurta
1 su bardağı toz şeker (yaklaşık 170 gram)
125 gr margarin
1/2 su bardağı yoğurt
1/5 su bardağı un (yaklaşık 200 gram)
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Krema için;
2 su bardağı süt ( yarım litre)
1/2 su bardağı un
1/2 su bardağı toz şeker
50 gr margarin

Kek için oda sıcaklığında beklemiş margarin ve şekeri 5 dk kadar çırpın. Yumurtaları ekleyip 5 dk daha çırptıktan sonra geri kalan tüm malzemeleri 1er dakika çırpma aralıklarıyla ekleyip karıştırın. en son kabartma tozunu ekleyip çok az karıştırdıktan sonra yağlanmış düz bir kalıba döküp yarım saat kadar pişirin. Fırından aldığınız keki bir kenarda soğumaya bırakın. Bu sırada krema için unu bir tencerede hafif ateşte rengi değişene kadar kavurun.Şekeri ve sütü ekleyip muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Ateşten almaya yakın margarini ekleyin. Margarin eridikten sonra kremayı ateşten alıp çırpma kabına alın ve mikserle 10 dakika kadar çırpın. Aralıklarla karıştırarak kremayı soğutun. (Bu sırada isterseniz kremanın içine portakal ya da limon kabuğu ekleyebileceğiniz gibi 1 tane muzu ezip kremaya katabilirsiniz. Tercih tamamen size ait.. ) Keki bir bıçak ya da ip yardımıyla ortadan ikiye ayırın. Kremanın tamamını kekin arasına yayın. Bu aşamadan sonra artık pasta halini almış olan kekin üzerini pudra şekeri ile kaplayın. Daha sonra süslemek için şekerleme. meyve ya da draje çikolatalardan da faydalanabilirsiniz...

10 Şubat 2010 Çarşamba

BEBEK EKMEĞİ




Ekmek yemekten hoşlanmadığımdan, beyaz ekmekten hiç haz etmediğiminden daha önce bahsetmiştim. Ama ben yemiyorum diye bebeğimi mahrum edemezdim tabi ekmekten. Karbonhidrata bizim kadar bebeklerin de ihtiyacı var. Bu yüzden içinde bol tahıl barındıran güzel bir ekmek yaptım. İçinde tuz yok. Envai çeşit tahıl, pekmez ve zeytinyağı var. Hem size hem bebeğinize afiyet olsun...

NOT: Beyaz ekmek yapımında içindeki mineral ve vitaminlerin katledildiğini gözönüne aldığımızda işlememiş ekmek tüketmemiz gerektiğini ben de vurgulamamak isterim buradan. Mümkün olduğu kadar içinde B grubu vitaminleri barındıran tam buğday unu tüketmeye özen gösterelim .

Bebek Ekmeği (6.aydan itibaren)

5 su bardağı 7 tahıllı ekmek unu
1 su bardağı süt
1 çay bardağı su
1 çorba kaşığı yoğurt
1 paket toz maya
1 çorba kaşığı pekmez
1 çorba kaşığı zeytinyağı

ılık süt,su ve mayayı bir kapta karıştırıp, 5 dakika bekletin. Unu elekten geçirin. ( elekte kalan çekirdek, yulaf vb.. ekmeğin üzerinde kullanacağız) Unu ve diğer tüm malzemeleri mayalı karışıma ekleyin ve yoğurun. Üzerine bir bez örterek 15 dakika bekletin. Hamuru daha sonra pişireceğiniz kaba alarak 1 saat kadar daha bekletin. Üzerine bir fırça yardımıyla su sürün ve elekte kalan iri parçaları ekmeğin üzerine serpin. Önceden ısıtılmış 250 derecelik fırında 30 dakika kadar pişirin.

Not: Ekmeği pişirirken, fırının içine küçük bir kap içinde su koyun. Sudaki nem, ekmeğin sertleşmesini engelleyecektir..